Çürük Yasemin Kokusu
-
Mis gibi yasemin kokusunu ciğerlerine çektikçe çeken Hilmi keyiften dört köşe olmuştu. Kalbi neredeyse minik bir kelebek gibi kanatlanıp pır pır uçacaktı. Yasemin kokusunu koklayıp duruyor, kokladıkça mest oluyordu. Heyecandan ok gibi ayağa fırladı ve Ümmügülsüm'ün o zarif yürüyüşüyle kapıdan içeri adım atmasını beklemeye başladı. Yine neler oluyordu ona? Nefesini tuttu ve can kulağıyla ayak seslerini dinlemeye başladı. Bu koku, bu narin ayak sesleri, Ümmügülsüm'den başkası olamaz diye düşünürken, birden kapıdan içeriye iri yarı, pala bıyıklı, ayı gibi kıllı, hilkat garibesi gibi bir adam daldı. Üstünde emanet gibi duran takım elbisesinin beyaz ceketinin bir cebinde beyaz gül, diğerinde ise sarı mendil vardı. Yamuk duran papyonu, üstten üç düğmesi açık bırakılmış pembe gömleği ve dışarıya taşmış kıllarıyla maymunlar cehennemindeki bir maymunu andırıyordu. Sakal ve bıyıktan zor görünen suratında anlamsız bir sırıtış, elinde ise küçük bir hediye paketi vardı. İçinden ne umarken ne buldum diye söylenen, içini derin bir yeis kaplayan Hilmi adama çıkıştı.
‘’İnsan önce bir kapıyı tıklatır. Siz de kimsiniz yahu?
‘’Öncelikle kendimi tanıtmama izin verin. Adım Haydar Aşıksın. Sebeb-i ziyaretim size ilan-ı aşk edebilmek, derin duygularıma tercüman olsun diye de bir hediye takdim etmektir.
‘’Ne aşkı yahu? Ne diyorsun be adam?
‘’Ama kalbimi kırıyorsunuz. Ben sizi ilk defa limuzinimle seyir halindeyken gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm, sırılsıklam âşık oldum. O gün bu gündür sizi arıyorum. Robot resminizi kendi ellerimle çizdim, kaç dedektif tutup izinizi sürdürdüm haberiniz var mı kuzum? Lütfen izin verin hediyenizi takdim edeyim.’’
Hilmi için o an kelimeler kifayetsiz kalmıştı. Homofobik değildi ama ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırmıştı. İsteksizce adamın uzattığı hediye paketini aldı ve bir çırpıda açtı. Paketin içinden altından bir kutu çıktı, onun içinde de altın bir tarak vardı. Hilmi, kutudan tarağı çıkardı ve adama öfkeli bir bakış attı. Sonra sinirlerine hâkim olamadı ve iyice zıvanadan çıktı.
‘’Dalga mı geçiyorsun be adam? Kel başa şimşir tarak mı olur!’’
Hilmi rüyasından ter içinde, titreyerek uyandı. Muffinleri bir güzel mideye indirdikten sonra uyuya kalmıştı. Alt tarafı bir rüyaydı diye sevinirken, gördüğü şey karşısında gözleri fal taşı gibi açıldı. Masasının üzerinde bir hediye paketi duruyordu. -
Sen mi yazdın.
Cok iyi begendim. Betimlemeler yerinde.
Devamı varsa ekle.
-
Hocam sen mi yazdın bilmiyorum ama okurken gözümün önünde canlandı.. Devamı gelirse keyifle okurum
-
Konu-mürid cinsiyet ikonu uyumu
-
alalla, bazı muridler, cidden çok şaşırtıyor. yada ben ana mesajı alamadım⊙_⊙
-
arkadaş yazdı, Haydar karakteri benim mutfağımdan çıktı sadece
devamı yok