folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder Artık Bir Babam Yok! Bir Müslüman"In Ateist Oluşu



Artık Bir Babam Yok! Bir Müslüman"In Ateist Oluşu

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Z-CHAN
    Z-CHAN's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 14/Haziran/2006
    Erkek

    Artık Bir Babam Yok! Bir Müslümanın Dinini İnkarı

    Bundan seneler önce, salonlarındaki kanepeye uzanmış halde kitap okumakta olan, yedi yaşına yeni basmış küçük bir çocuk vardı. Bu sırada içeri giren babası, yavrusunun karşısına oturmuş ve gözlerini yavrusuna odaklamıştı. Çocuk bunu farkedince, gözlerini kitaptan ayırdı ve babasına gülümsedi.

    ”Oğlum, lütfen gel ve yanıma otur.”

    Çocuk babasının dediğini yaptı; babasının oturduğu kanepeye doğru gidip yanına oturdu.

    ”Oğlum, babanı seviyor musun?”

    Çocuk, ”Evet baba, seni çok seviyorum.” diye karşılık verdi.

    ”O zaman, baban ne isterse yaparsın, öyle değil mi?”

    ”Elbette baba, ne olursa." Çocuk hevesleniyordu.

    ”Sen artık bir erkeksin oğlum, ve bir erkek olarak hayatta muvaffak olabilmen için, bundan sonra, şimdi söyleyeceğim şeyleri yapman gerekiyor.” Baba duraksadı, ve oğlunun onayını bekledi.

    ”Peki, baba.”

    ”İlk olarak, annene ve bana saygı gösterecek, dediklerimizi yapacaksın.”

    ”Tamam, baba, sen nasıl istersen.”

    ”İkincisi, senden yaşlılara hürmet edeceksin. Çünkü onlar bilgilidirler, ve sana bildiklerini öğretebilirler.”

    Çocuk, onayladığını belli edercesine başını salladı.

    ”Üçüncüsü, çalmayacaksın, çünkü bu çok günahtır.”

    ”Dördüncüsü, bir kıza kesinlikle elini sürmeyeceksin, ta ki onunla evlenene kadar.”

    Çocuk kıkırdadı, fakat babasının sert bakışlarını görünce hemen ciddiyetini takındı.

    ”Beşincisi, artık bu kitabı okuyacaksın,” Babası çocuğuna kalın bir kitap uzattı ve kucağına koydu.

    Küçük çocuk kitabı açtı ve ilk ayetlerden itibaren okumaya başladı. Bu sırada, babası da kendisinin ne kadar iyi bir baba olduğundan ve hiçbir babanın evladını kendisinin sevdiği kadar sevemeyeceğinden söz ediyordu. Kendisinin sözlerine uyması gerektiğini, yoksa onu cezalandıracağını söylerek sözlerine devam etti.

    ”Peki baba, bu kitabı her gün okuyacağım.”

    ”Altıncısı, senede bir aylığına, güneş gökyüzünde olduğu sürece yiyip içmeyeceksin.”

    ”Olur baba.”

    ”Son olarak, diz çöküp, alnını secdeye koyacaksın. Sana verdiğim kitaptan ezberleyeceğin ayetleri okuyacak, annen ve baban için Allah'a dua edeceksin. Bunu ömrün bitene kadar, her gün 5 vakit yapacaksın."

    ”Anladım baba, dediğin gibi yapacağım. Seni seviyorum.”

    ”Ben de seni seviyorum oğlum”.

    Baba odadan çıktı. Tek başına kalan çocuk, annesi akşam yemeğini hazırlaren, babasının verdiği kitabı okumaya başladı.


    ************************


    Çocuk on iki yaşına basmışı. Artık farklı kültürlerden ve sosyal çevrelerden bir sürü yeni arkadaşı vardı. Spor aktivitelerine katılıyor, okul takımında oynuyordu. Bu faaliyetlerde bulunurken, diğer çocukların babalarını da tanıma şansı bulmuştu. Onu şaşırtan şey ise, arkadaşlarının babalarının hepsinin nazik olmasıydı. Onlar da evlatlarını, tıpkı kendi babasının onu sevdiği kadar seviyordu.


    Bu nasıl olabilirdi? Çocuk kendi kendine soruyordu, hiçbir baba evladını kendi babasının onu sevdiği kadar sevemezse, nasıl olur da onların babaları çocuklarını kendi babası gibi sevebilirdi?


    Arkadaşlarının evlerini ziyaret ettiği sırada, onların aileleriyle beraber yemeğe oturduğu zaman, çocuk şunu da farketmişti: kendisinin uymak zorunda olduğu kurallara diğer çocuklar uymuyordu. Ne günde 5 vakit namaz kılıyorlar, ne de hiçbir babanın kendi babaları kadar evlatlarını sevemeyeceğini söylüyorlardı. Babaları onlara, büyüklerin sözünden çıkılmaması gerektiğini yazan kitapları da okumayı zorunlu tutmuyordu. Üstelik, bu babalar sözlerini dinlemeyen çocuklarını yatırıp dövmüyordu bile.


    Çocuğun farkettiği bir diğer şey ise, arkadaşlarının babalarının, eşlerinin yüzlerini ve vücutlarını başka erkeklerin yanındayken zorla kapatmaya çalışmamasıydı. O babalar ürkütücü, savaşlarla dolu, inancı kendilerinden olmayanların cehennemde cayır cayır yanacağını söyleyen hikayeler de anlatmıyordu.


    Çocuk, bunların farkına varmaya başlasa da, babasını hâlâ seviyordu, ve onun söylediklerinin yanlış olabileceğine ihtimal vermiyordu.


    Çocuk, kurallara uymaya da devam ediyordu; kitabını okuyor, günde 5 vakit namazını kılıyor, ve orucunu tutuyordu. Okuldaki kızlara bakmamak için gözlerini kontrol etmeye çalışıyordu.


    ********************


    Çocuk artık on beş yaşında bir delikanlıydı. Arkadaşlarında gördükleri aklında bir çok soru işareti oluşturmuştu. Buna rağmen, ne zaman babasına bu sorulardan birini sorsa, babası hep benzer cevaplar veriyordu, "Babanı seviyor musun? O zaman bana inan ve güven. Hayatta bir çok güçlük vardır oğlum, ama bana olan sevgin daha güçlü olmalı. Kadere iman et oğlum. Seni dünyaya ben getirdim. Sana yuva ve yatacak yer verdim. Allah'a inan ve şeytanın vesveselerini dinleme. Kuşkuya düşer düşmez Allah'ı düşün.

    Bu sorulardan bir tanesini son defa sorduğunda, babası sözlerine şunu da eklemişti:

    "Dediklerimi yapmazsan seni döver ve sokağa atarım."

    Çocuk şaşırmıştı. Babasının daha önce hiç bu kadar tehditkâr konuştuğunu duymamıştı. Arkadaşlarının babaları böyle konuşmuyordu.

    Daha sonraları, çocuk bilim, matematik, tarih, felsefe gibi insanın ufkunu açan derslerin düşünce disiplinini öğrendi. Fakat bu durumun aksine, şimdi aklı daha da karışıktı. Allah dünyayı nasıl olur da bir anda yaratmış olabilirdi? Allah bu dünyayı insanlar için yarattıysa, nasıl olur da hayvanlar bizden çok daha önce de dünyada varolabilirdi? Eğer insanın maymundan evrildiğini düşünmek çok küçük düşürücüyse, o zaman neden Allah insanları maymunlara bu kadar benzer yaratmıştı? Babasının bu sorulara verdiği yanıtlar ise, binlerce yıl önce yaşamış olan insanların verebileceği yanıtlardan farklı değildi.


    Çocuk büyükdükçe aklı her geçen gün daha da çok karışıyordu, fakat babasının kurallarına uymaya devam etmek zorundaydı. Başka seçeneği yoktu.


    *********************

    Delikanlı artık 21 yaşında bir adam olmuştu, bilimde ve tıpta ileri derecede araştırmalar yapmaya başlamıştı. Bu sırada, kendi yaşında bir kızla tanışmıştı, o da kendisiyle aynı bölümdeydi. Bir kızla yanyana olmak istememesine rağmen, ikisi de hücrelerin mikondrilerinin kökenini araştırmak üzere toplanmış olan bir araştırma grubuna seçilmişlerdi. Bunlar hücrelerimizin, yani bedenlerimizin, jeneratörleriydi. Ayrıca ilkel bakterilerin bazı karakteristik özelliklerini de taşıyorlardı.


    Adam, üniversite kütüphanesinde yapılan toplantılar sırasında, kız hakkında biraz bilgi sahibi olmuştu. Babası yoktu, onunla hiç karşılaşmamıştı. Onu annesi tek başına büyütmüştü. Fakat annesi, karşı cinsten biriyle iletişim kurarken hiçbir rahatsızlık duymuyordu, kızına da bu konuda bir kısıtlama getirmemişti. Bu nedenle, kızın sosyal ortamlarda kendine bir özgüveni vardı. Hayatını da başkalarının söylediği gibi değil, kendi istediği gibi şekillediriyordu. Kız çok zeki, neşeli, ve kötü durumda olan kimselere yardımcı olmaya çok istekliydi. Kendinden büyüklere de çok hürmet ederdi.


    Bir akşam, ailece yemek yerlerken, adam babasına sordu, "Baba, geçenlerde bizim sınıftan bir kızla tanıştım. Kızın babası yokmuş. Buna rağmen, bana kazandırmak istediğin bütün erdemler onda da var! Bu nasıl olabilir?"

    Babanın gözleri irileşti, bu sorudan hoşnut olmadığı yüz ifadesinden belli oluyordu.

    "Oğlum, beni iyice dinle, artık o kızla konuşmayacaksın. Senin aklını çelip ahlaksız şeyler yaptırmaya çalışabilir. Çünkü onun babası yok, bu da onu, inancı bizden olmayan babaların çocuklarından bile daha arsız yapar."

    "Ama baba, o çok zeki ve sıcak kanlı, hem onunla tıpkı erkekmiş gibi tartışabiliyoruz. Bunun dışında, baba, bazı arkadaşlarım evlilik dışı ilişkilere bile giriyorlar, kimisi zevk için kimisi de aşık olduğu için, yine de hepsinin ahlakı ve düzgün bir karakteri var!"

    Baba sinirlendi.

    "Hayır baba, artık beni kısıtlamanı istemiyorum!". Erkek kendini bile şaşırtan bir şekilde haykırıyordu, "Artık kendi ayaklarımın üzerinde duracağım ve bundan sonra tek başıma yaşayacağım. Senin kurallarına daha fazla tahammül etmeyeceğim. Fakirlere, onurlu bir davranış olduğu için yardım edeceğim. Sadece yaşlılara değil, bütün insanlara saygı göstereceğim, çünkü bizden ne kadar farklı olursa olsunlar, onlar da insan. Canım kimi isterse onu seveceğim. Onu istediğim kadar seveceğim. Sırf kendi cinsel açlığımı doyurabilmek için kimseyi benimle evlenmeye zorlamayacağım. Ne fiziksel, ne de ruhsal olarak kimseyi incitmeye hakkım yok."

    "Eğer dediklerimi yapmazsan, bu evi terkedersin!"

    "Endişelenme. Ben kendi kendimi kovuyorum, ve son olarak, madem ki benim babam bu kadar acımasız, ruhsuz, tek düze, ayrımcı, ve egoistin teki..." Adam duraksadı,

    "Şu andan itibaren, benim de bir babam yok!"

    Bunu söyledikten sonra, hızla kendini evden dışarı attı ve arabasına bindi. Artık, kendisinin seçtiği yolda ilerliyordu. Önyargıdan, ayrımcılıktan, ve başkası olana duyulan nefretten uzak, çevresindekileri keşfetmek için duyduğu merakı tatmin edebileceği yeni bir hayata doğru yol almaya başlamıştı.


    Çeviri: http://nicoraj.com/2008/09/i-have-no-father-how-muslim-became.html

     Z¢hAn: Öyküsünün kendime benzettiğim tarafları olduğu için tebete'ye çevirdim. Tanıştığım bir çok ateistte, kuranı eline alıp da 'bu ne saçma $eymiş ya yemişim" diye dini terketmemiştir, onu buna sürükleyen yobazlar olmuştur. Benim de öyle olmuştu. Sırf bu insanlardan kendini koruyabilmek için savunma mekanizmaları aramak bile insanın kendisini bir anda dini inkar ederken bulmasına sebep olabilir.

    İnsanları din duygusundan soğutmak için çevirmedim bu yazıyı -Maalesef bunu her seferinde belirtmem gerekiyor / Böyle bir amacım olduğunu düşünseniz bile, en azından şunu da düşünmelisiniz: şu ana kadar açtığım hiçbir konuda 'istemiyom artık böle dini de, hojayı da...' diye sövmeye başlayanı görmedim ben (Sövse sövse ateistler söver ki, buna da rastlamadım. Küfürü hep biz yeriz.) Aksine, insanlar din duygularına daha bir kuvvetle sarılıyorlar. Demek istediğim, bu konuda endişelenmenize gerek yok.-


    .
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Hermes
    abdullahazad
    abdullahazad's avatar
    Kayıt Tarihi: 21/Mayıs/2007
    Erkek
    Bir insanın butun bunları yaşaması atesit olması için sebeb değildir ama BENCE :)

    az insan çok huzur.
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    kurdo
    kurdo's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Temmuz/2005
    Erkek

    Yalan, külliyen yalan.

    Bence o hatun bu veled-i zina'nın aklına girdi, hatun milleti nede olsa. Bu da babasına üç-beş bahane düzüp kaçtı evden hatunun yanına.


    kendinize ayığ olunuz
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    sakat-at
    sakat-at's avatar
    Kayıt Tarihi: 11/Aralık/2007
    Erkek

    affınıza sığınıyorum:

    anlatma derdini, derdim si**r derdini...

    Burda yaşadıkları sorun olabilir ama çocuk ateist olmak zorunda değil orda. çocuğun düşündükleri bile çok saçma geldi bana. ailesinin yaptıkları zaten tam çelişkide. hemde aşırı çelişkide. bizde birşeyler yaşadık. genciz bizimde kafamızın darmadağın olduğu zamanlar oldu ama isyana gitmedik. ateistlerin yaptıkları sadece kaçmak. gerçeği aramak yerine oyunu bırakıp kaçmak. bunun yerine gerçek araştırılıp bulunabilir. ama kaçmak daha kolay =)


    a.k.a. wyrus , kelle verilir kal-a verilmez!
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    mostwanted
    mostwanted's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Temmuz/2008
    Erkek
    dine sallamak için uydurulmuş bir hikaye.
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    efsun
    efsun's avatar
    Kayıt Tarihi: 28/Ağustos/2005
    Erkek

    demogolojik mesajlara :S gerek yok  böle şeylere


    Her türlü piping işleriniz itina ile yapılır.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    kapil
    kapil's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Mayıs/2007
    Erkek
    hayatımda gördügüm en saçma hikaye :|

    Orman Mühendisi //
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Triumph
    Triumph's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Mayıs/2004
    Erkek

    Z*chan'a bu yazısından dolayı replussss.

    Benzer şeyleri bende yaşadım.Ama sadece çevrede ki bağnazlardan dolayı dini reddetmek salakça bir hareket.Şu anda dine inananların tahminen 4'de 3'ü kuranı açıp okumamıştır.ama kuran'ı okumak kişinin seçimleri açısından çok faydalı. Bu birazda kişinin ne amaçla okuduğunane sonuç çıkarmak istediği ile alakalı.eğer dogmatik düşüncelere ve mitlere karşı biriyse,kuran'ı kerim'in bağnaz bir arab'ın kaleminden çıktığını düşünebilir(kastettiğim hz.muhammed değil sıradan bir vatandaş).Ama dindar bir aileden gelmiş veya hayatının merkezinde din olan biriyse isterse kuran adam öldürmek caizdir desin yine inanmak için mazaretler arar kılıflar uydurur. 

  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    mmT
    mmT's avatar
    Kayıt Tarihi: 27/Mart/2007
    Erkek

    kapil bunu yazdı:
    -----------------------------
    hayatımda gördügüm en saçma hikaye :|
    -----------------------------

    +1 

  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Blackjack
    Blackjack's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Eylül/2007
    Erkek

    Konun içerigi böyle olursa her türlü hakarete sesini çıkarmıyacaksın.Yaptıgın hata çok büyük.İslama dogrudan saldırmak yada dogrudan Tanrıyı yada dogrudan kuranı eşeltirmek kim olursa olsun o kişi haklıda olsa onu alır yutar çigner ve bir tarafa atıp gider.

    Savundugun düşünceyi ilk önce sembolize et ondan sonra anlat.Benim diyen müslüman benim diyen ulema karsına gelse bu taktikle Allah'ın bir olmadıgını savunsan dahi durup düşünür.Bu tarz konular bodozlama olmamalı.

    Konuya gelirsek,insanoglu sosyal bir varlıktır ve sosyal olan her canlı gibi sosyalleşmeye ihitiyacı vardır.Eger insanın yetiştigi ortamda ki sosyal düzenin mihenk taslarından biri dogmaysa o insan bu ister istemez sorgulamaz.Fakat basından gecen büyük olaylar insanı sorgulamaya ittiginde ve toplumundan dıslanmaya gögüs gericek cesaret elde edildiginde sürekli sorgular sorgular ve sorgular.Sonuç olarak bu tarz insanların dine inanmaması normaldir.

    Zaten dine ihityac duyan iki kesim vardır onlardan biri beş parasızlar digeri ise ortasınıf.Biri sürü psikolojisi ile toplumda birazda yer etmek için bilinç altından sorgulamayı kilitleyip inanır digeri zaten bu dünyada beş kuruşum yok bari öbür taraf için sermayesiz bir şeyler yapıyım ki en azından orda götümüz rahat yüzü görsün mantıgı ile yola çıkar.

    Birde şu tarz konuları açmayın bu sıralar zaten 7/24 hangi kanalı açsam badem bıyık amcalar ile sahur öncesi sahur sonrası imsak öncesi imsak sonrası diye binlerce program.Birde yetmezmiş gibi yok Allah'ın kılıcı yok peygemberin ibrikcisi,biribirinin kopyası onlarca film dizi.Milletin kafa olmus zaten hallac pamugu.Herkes yedigi haltların günahını çıkarma derdin de birde böyle konu görünce kendini Allah'ın askeri ilan eden hıyarlar gibi üzerine gelip cihad ilan ederler adamın.Ama ramazanın bittigini günün erteisi aksamı alkolli orgy partisi.

  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Triumph
    Triumph's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Mayıs/2004
    Erkek

    ''Zaten dine ihityac duyan iki kesim vardır onlardan biri beş parasızlar digeri ise ortasınıf''

    Dine herkesin ihtiyacı vardır.Nitekim toplumsal ilişkileri düzenleyen başka bir kuralda yoktur.Ahlakta dinden çıkmadır.İnsanlar sıfır yetenek ve deneyimle doğarlar.Henüz ortada ilahi dinler yokken(veya etkisini tüm coğrafyada gösterememişken)ne denli sapkınlıkların olduğu bilinen bir gerçek. Şayet din faktörü olmasaydı günah-sevap yaratanher türlü olay insan ihtiyaç ve zevklerine göre şekillenecekti.Örneğin çıplak gezip yolda önüme çıkan kadına tecavüz etmek gibi.Her ne kadar alakam olmasa da din gerekli bişeydir.

Toplam Hit: 7602 Toplam Mesaj: 59