Evetin Solculukla Ne Alakası Var ?
-
Anayasa taslağı, büyük bir aldatmacanın altına gizlenmiş çok tehlikeli bir rejim dönüşümünün hukuksal ayağını oluşturmaktadır!Önce, tasarının neden büyük bir aldatmaca olduğu konusunu irdeleyelim. Halkımıza demokratikleşme olarak sunulan taslakta, bir iki göstermelik göz boyayıcı madde hariç, 1982 Anayasası ile getirilmiş veya korunmuş hiçbir anti-demokratik hükmün kaldırılması veya değiştirilmesi hedeflenmemektedir. Seçim barajının aynı kaldığı; dokunulmazlıklara (üstelik de seçimlerden önce söz verilmiş olduğu halde!) dokunulmadığı; YÖK’ün aynen muhafaza edildiği; memurlara toplusözleşme verilmiş görüntüsünde aslında sonucun “Uzlaşma Kurulu”nda karara bağlanması bir Anayasa hükmü haline getirildiği; demokrasi ile uyuşmayan Milli Güvenlik Kurulu’nun dokunulmadığı; en önemli olarak da, yüksek yargı organlarının bina ve sekreterya hizmetleri ile donatma aldatmacası altında, bu organları ele geçirme çabası içindeki bir tasarıyı nasıl demokratik adım olarak nitelenebilir! Demokrasinin ilk adımı ekonomik özgürlüktür. Oysa, taslakta bu alanla ilgili en ufak bir açılım yokken, nasıl oluyor da demokrasi kavramından söz ediliyor!
Bu tasarının, amacı doğrultusunda yol alırken, salt AKP ve kurmayları tarafından hazırlanması ve parlamento içinde hiç bir uzlaşma yoluna gitmeden hızla kanunlaştırılması hiç de şaşırtıcı değildir. Zira, bu tasarı olağan bir değişiklik planı olmayıp, aslında yeni anayasalaşmanın ilk adımıdır. Yeni anayasa ise, zaman içinde gerçekleştirilecek tedrici değişikliklerle oluşturulup, uluslararası emperyalizmle içteki siyasî kadronun çakışan çıkarlarına hizmet edecektir. Bu gidiş demokratik değildir, olamazdı da, çünkü hedef demokratikleşme değil, rejim kaydırmasıdır!
Demokratikleşme yutturmacası altındaki çok tehlikeli oyuna geldiğimizde; temel hedef, siyasi, askeri ve sair tüm engeller pasifize edildikten sonra veya edilirken, dünya emperyalizmine entegre olabilmek için halkların baskı altına alınabilmesi yolundaki tek engel konumunda kalan yargıyı, şeklen koruma görüntüsü altında, yandaşlaştırarak, gerçek demokrasi yolunda etkisizleştirip, yeni açılımda etkili kılmaktır. Buradaki amaç, olası iktidar değişikliğinden sonraki yargı korkusu gibi basit ve oldukça masumane değildir. Buradaki amaç, giderek aşırılaşan dincileşmenin ve dinciliğin hizmet ettiği rejim dönüştürme girişimlerinin çok fazla yargısal engele takılmasının önünü almaktır. Çünkü, Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri ile oynamak, Anayasa Mahkemesi’nin anayasada değişiklik önerilerinin anayasaya uygunluğu denetiminin salt şekilsel koşullarla sınırlandırılmasına rağmen, tam olarak sağlanamadı! Özelleştirmelere karşı yargı cephesi oluşturan Danıştay artık çizmeyi aşmaya başladı! Bu siyasal iktidar döneminde bu denli Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın kapısının aşındırılması, siyasal erkin “hukuk tanımazlığı” ile değil, “bu hukuk sistemini tanımazlığı” ile açıklanabilir bir durumdur. Başka bir deyişle, varolan hukuk sistemi ile siyasal erkin kafasındaki hukuk sistemi örtüşmemektedir. Hal böyle olunca, varolan hukuk sisteminin önce tanınmayarak zaman içinde yıpratılması, nihai aşamada da dönüştürülmesi gerekmektedir!
Bu proje salt varolan siyasal iktidarın amacı ve gücü ile açıklanamaz. Dünyaya entegre olma yolunda ve küreselleşme politikalarını gerçekten benimsemiş bir toplum ve onun iktidara taşıdığı bir siyasal yapının, ekonomik ilişkiler dinamiği ile daha laik ve liberal bir yapıya evrilmesi beklenirken, tarihi tersine işletircesine gerileşmesi ve dincileşmesi şaşırtıcı değildir; çünkü, kapitalizmin emperyalist tarihi bu yönde evriliyor! Bu yönelişin sırrı, “küreselleşme=emperyalizm” dokusu içinde “laiklik ve liberalizm” sözcüklerinin toplumları aldatmak için yan yana kullanılmalarında gizlidir. Çünkü, liberalizm tüm halkların değil, güçlü sermayenin halklar üzerinde otorite kurma hakkıdır! Sermayenin özgürlüğü ve selameti uğruna halkların sükunetini sağlamanın tek yolu, laiklik terk edilerek, dinin samimi temelinden uzaklaştırılıp, yozlaştırılıp dincilik siyaseti ile toplumda yaygınlaştırılmasıdır. İnsanların iş bulmaları için; talebelerin burs alabilmeleri için; yeni mezunların meslek sınavlarında başarılı sayılabilmeleri için vs dincilik oyunu oynaması kaçınılmaz kılınırsa, dincilik oynayanlar kazançlı çıkar, bu durumu gören diğerleri de bu yola sapar, böylece emperyalizm amacına ulaşmış olur. İşte, bu yolda ilerlemek için anayasanın her maddesine dokunabilmek, bu amaca yönelik olarak yargıyı susturabilmek, yargıyı susturabilmek için de, göze batacak şekilde madde değişikliklerine gitmek yerine, önce kurumsal yandaş kadro oluşturmak en akılcı yoldur. Bu proje, “yeşil kuşak” gölgesinde, imam hatip okullarının standart lise sayılmasıyla, yıllar içinde olgunlaşmıştır.Mesele ne demokratikleşmedir, ne de hukukun ıslahıdır. Mesele, emperyalizme monte edilen Türkiye’de, emperyalistlerle içte siyasal erkin örtüşen çıkarlarına hizmet sunmaktır. Bu nedenle, 12 Eylül referandumu 1982 Anayasa referandumundan çok daha tehlikeli ve toplumu hüsrana sürükleyicidir. 12 Eylül kabusu bir kez daha üzerimize çökmüştür! Umarım halkımız, bir daha 12 Eylül’ler görmeyeceğimiz şekilde bu giyotini tarih sahnesinden siler!
Prof. Dr. İzzettin Önder
(Evrensel) -
İnsanlara anlatmaya çalıştığımızı anlatan güzel bir özet.paylaşım için saol.umarım çoğu insan bu olguyla kararını verir.
-
weskeyy bunu yazdı:
-----------------------------
İnsanlara anlatmaya çalıştığımızı anlatan güzel bir özet.paylaşım için saol.umarım çoğu insan bu olguyla kararını verir.
-----------------------------
evet mi dicen hoca hayır mı? -
ins.referandumdan evet cikarda turkiye bi tarafini gorur..yaziyi cok beyenmedim.aslinda biraz agir ama asil mesele su cogu yazida yarigiyi nasil ele geciriyorlar kimse yazmio.bilmeyende diyor ki nerden uyduruyorlar yargiyi ele gecirdigini...nasi ele gecirdigini yazsaymis keske...ben biliyorum ama bilmeyen cok insan var..
-
Keşke gerçekleri görebilseler.Yargının bağımsızlığı ortadan kaldırılacak.
-
her toplum hak ettigi gibi yonetilir...aslinda son zamanlrda siyasetle ugrasmasammi diyorum.cunku herkez at gozlugu giyiyor.herkes sabitfikirli..akpliside boyle chpliside boyle mhpliside...chp yine hepsinden iyi gibi bu sabit fikirli olmama konusunda...
-
rapidhacker550 bunu yazdı:
-----------------------------
weskeyy bunu yazdı:
-----------------------------
İnsanlara anlatmaya çalıştığımızı anlatan güzel bir özet.paylaşım için saol.umarım çoğu insan bu olguyla kararını verir.
-----------------------------
evet mi dicen hoca hayır mı?
-----------------------------At gözlüğü veya Eğitimsizlik.detaylı bir eğitim alan insan yanlış ve doğruyu analiz eder.ya da tarih bilincine hakim olur.bugün neler yaşıyoruz tarihte neler yaşamışız hepsi var geçmişimizde ama geleceğimiz karanlık bu aralar.
-
Konuyla ilgisi var ya da yok bilmiyorum ama söylemek zorundayım.
O zaman 16 yaşında olan Erdal Eren' in yaşı büyütülerek idam edildi. Sadece erdal eren mi ? Mağlum...
Onun durumuna solcusu da ağladı sağcısı da ağladı...
Türk'ü de ağladı Kürt' ü de ağladı.
O çocuk ölüme giderken son sözlerinde korkmadığını bir kez daha gösterdi..
Ama bunun dışında Kenan Evreni destekleyen birileri de vardı... Kim di? RTE ve onun gibiler !!!
Çocukları asarken onlar asın dedi... Herkes ağlarken onlar bayram yaptı.
Şimdi gelip ağlıyor diyor bu acı bizim acımız... Palavra !
-
tahribata, bu yazıyı en fazla 2.cümleden sonra okuycak adam tanımıyorum :D
-
Çok güzel bir yazı olmuş
Yazanın eline sağlık
Paylaşanın yüreğine
Saygılar...
-
barcamanu bunu yazdı:
-----------------------------
Keşke gerçekleri görebilseler.Yargının bağımsızlığı ortadan kaldırılacak.
-----------------------------Türkiyede yargi bağımsızmıki? Nolcak bu ülke başbakanlarını 16 yasında cocukları astı binlerce faili mechul hikayelere sahit oldu. Bu referandumdan evet cıkmasından korkanlar silahımdaki tek kursun herseye yeter diye demecler verirken o gunlerin yaklastıgını görmek büyük mutluluk benim icin.