




Önemli: Borçtan Dolayı Hapis Mümkün Müdür?
-
http://img25.imageshack.us/my.php?image=img2343i.jpg
burda daha iyi gorunuyor.
-
DJ_Alper bunu yazdı:
-----------------------------
bişey soracam benim kredi kartım var diyelim bana göndermişler talep felan etmeden ben bunu aldım kullandım ödemedim beni bu borçdan sorumlu tutarlarmı
-----------------------------güzel soru :) :)
-
DJ_Alper bunu yazdı:
-----------------------------
-----------------------------@Dj_Alper: Dostum adına çıkartılmış kredi kartının,kurye aracılığı sana gönderilmesi "icap" oluyor,senin imza karşılığı bu kredi kartını teslim alman ise "kabul" oluyor..Yani sözleşme esaslı unsurları ile kurulmuş oluyor,sonuç olarak da,kredi kartından borcundan sorumlu oluyorsun..
-
@swordfish,dostum 6.maddeyi okudum,ancak sözleşme maddesinin lafzından anlaşıldığı üzere,ödenecek taksitler,ya da taksitlerin sayısı muayyen değil.Bu madde suistimale açık bir madde..Burada 2. Kurucu yani Kanuni şirket sahibinin ödenecek bedel belli olmadığı için her ay sadece 1 TL ödeyeceğini düşünürsek kaç ay edeceğini sen hesapla.Maddede eksiklik var.
-
karatahta bunu yazdı:
-----------------------------
DJ_Alper bunu yazdı:
-----------------------------
-----------------------------@Dj_Alper: Dostum adına çıkartılmış kredi kartının,kurye aracılığı sana gönderilmesi "icap" oluyor,senin imza karşılığı bu kredi kartını teslim alman ise "kabul" oluyor..Yani sözleşme esaslı unsurları ile kurulmuş oluyor,sonuç olarak da,kredi kartından borcundan sorumlu oluyorsun..
-----------------------------
yok okula göndermişler bende alıp kullandım imza felan atmadım2004 de karalisteye girdimde :)=
-
Hocam alıp-kullanmışsın,borç sebebiyle ödeme emri geldiğinde,kartı senin kullanmadığını,başkasının alıp kullandığını ispat yükü sana geçiyor..Çalındı diyebilirsin,şu zamanda bankanıza başvurmuştum,yerime başkası imza atmış gibi gibi..
En basit mantıkla,bu kartı kullanıp kullanıp sonra da,ben istememiştim diyerek borçtan sorumlu olmaman mantıklı mı?Değil,sonuçta almayabilirdin bu kartı,ya da bu kart için bankaya gidip hiç mi borç ödemedin,bu sefer sana demezler mi,sahibi olmadığın kartın borcunu neden ödedin?Yani hocam,ispat aşamasında sıkıntı çekersin
-
karatahta güzel bi yazı yazmışsın yalnız bi istisna var onu atlamşsın oda nafaka nafakadan dolayı hapis mümkündür
-
babana daha dogrusu tum aile olarak size gecmis olsun demekden baska seyler de gelseydi elimizden keske
bu okunda 1 yili askin bir suredir benim basimda dert insanin ne olacagi belli olmuyor yasadigim mali sikintilar sonucu bende avukatin oyununa gelip tahahutname imzaladim ama durumu duzeltemedim avukatda arayip sormadi simdi benim bankaya olan borcumu baska bir sirkete satmislar diger sirket pesimde hakkinizda tutuklama karari var diye telefon etmislerdi 3 ay once bakalim sonu nereye varacak simdi polis jandarma gorunce irkiliyorum resmen diken ustundeyim ama elimde avucumda birsey kalmadigi icin odeme olanagimda yok ancak calistigim surece maasimdan odeme yapabilirim zaten baska bir bankaya olan borcumu oduyorum maasin bir kismi ile
benim merak ettigim bu tahahutnameye muhalefetden dolayi verilen cezanin suresi ne kadar
baban ne kadar ceza aldi? ve bu cezadan sonra borc ne oluyor?
tekrar tekrar gecmis olsun
-
ayrica konu ile ilgili olarak sunlara ulastim
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7754
K. 2004/11131
T. 13.10.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU ( Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının İspatı İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• BORCUNDAN DOLAYI KİMSENİN CEZALANDIRILAMAMASI ( Taahhüdü İhlal Eden Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının Tesbiti İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• EKONOMİK NEDENLERLE BORCUNU ÖDEYEMEYEN BORÇLU ( Taahhüdü İhlal Suçundan Dolayı Cezalandırılamaması - Mahkemece Borçlunun Ekonomik Durumunun Araştırılması Gereği )
2004/m.340
2709/m.38/8
ÖZET : Dava, taahhüdü ihlal nedenine dayalıdır. İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir. Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir. Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık N'nin İİK'nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği görüşüldü:
KARAR : Suça konu taahhüdü içeren 27.05.2003 tarihli icra tutanağında gösterilmemekle birlikte, aynı tarihli hesap tablosunda taahhüd edilen miktarın tüm fer'ileri ile birlikte ayrıntılı olarak hesaplanıp gösterildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Ancak;
Şikayetçi ( alacaklı )vekili, borçlu hakkındaki İcra takibinin kesinleştiğini, borçlunun ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve bu hususun alacaklı vekili tarafından kabul edildiğini, borçlunun taahhüdünü ihlal ettiğini ileri sürerek UK'nun 340. maddesi gereğince cezalandırılmasını istemiştir.
Mahkemece sanığın üzerine atılı taahhüdü ihlal suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyete dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir.
İİK'nun 340. maddesinde "...alacaklının muvafakatı ile İcra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılacağı" öngörülmüştür.
Anayasa'nın 38. maddesine 4709 Sayılı Kanunla "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmü eklenmiştir.
İİK'nun 340. maddesinin 2. cümlesi de icra dairesinde alacaklı ile borçlu arasında kararlaştırılan ödeme şartından söz etmektedir. Borçlu ile alacaklının iradelerinin birleşmesi sözleşme niteliğindedir. ( B.K. 1 )İcra müdür veya yardımcısının sözleşmeye müdahale etmesi, sözleşmeyi değiştirmesi olanaksızdır. İcra dairesi icranın tarafları olan alacaklı ve borçlunun beyanlarını tutanağa geçiren ve tutanağı düzenleyen merci konumundadır.
Bu husus İİK'nun 8. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Açıklanan nedenlerle icra dairesi sözleşmenin tarafı olarak kabul edilemez. Alacaklı ile borçlu arasındaki ödeme şartına uyulmaması sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün ihlali niteliğindedir.
Anayasa'nın 38/8. maddesinin somut olayda uygulanması gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa normlar hiyerarşisinin tepe noktasındadır. Üstün norm olması nedeniyle uygulanmak zorunlu olduğu gibi, sanık lehine hüküm getirdiğinden T.C.K'nun 2/2 maddesi uyarınca da ilgili olaylara doğrudan uygulanması zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir.
Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir.
Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
Alacaklıya sanığın mal varlığını kanıtlamak üzere olanak tanınmalı, bildireceği tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.baska bir avukatin konu ile ilgili yorumuavk.senem yukselyandık biz valla. bu konuda dün meslektaşlarım ve icra hakimleri ile konuyu tartıştık. hakim bey bu konuda taahhüd alınırken tutanağa ödeme tarihinde ödemeye yeter durumunun olacağını yazmamızın yada haciz esnasında sık sık başımıza gelne arabamı satıcam evimi satıcam ödeyeceği gibi konuların tutanağa geçirilmesinin faydalı olacağını zira yukarıda kararın gerekçesi gibi kastı değerlendirmek zorunda olduğunu belirttik.
ne yazıkkı borçlulara karşı elimizdekison silah olan bu ceza davasını da kaybetmek üzereyiz.bir serrrefsizzzz avk. yorumuHani bir laf var ya "bu memlekette bütün taşları bağlamışlar, itleri serbest bırakmışlar "diye. Bu işde ona benziyor. Önce telefon haczini kaldırdılar; cep telefonları çıkana kadar bu çok etkili bir yoldu tahsilat için.Şu an mal beyanlarını kaldırmış gibiler, karar çıkmıyor şimdi de taahhüdü ihlal çıkmaz bir yola girmiş gözüküyor. Çeklerde cezayı da kaldırdılar. Taşlarımızı tek tek bağladılar. Meydan itlere kalıyor bu gidişle. Bir de tahsilatçılara. Bu paraları bu şartlarda biz yasal yollarla nasıl tahsil edeceğiz ? (it dedigi borcunu odeyemeyen senin benim gibi ekonomik zorluklar nedeniyle zor duruma dusmus insanlar )aman aman avukat eline dusmekten ise foseptik cukuruna dusmek en iyisi -
@Arlong,hocam tazyik hapsi var haklısın,ancak konuda taahhütü ihlalden bahsettiğim için değinmedim nafakaya..
@ozsar07,hocam her bir taahhüdü ihlal borcundan 3 ay hapis cezası veriliyor,borç silinmiyor,aynen duruyor,burada borca karşılık hapis yatmıyorsun,borç ödeme taahhüdünü yerine getirmediğin için,yani devletin resmi kurumu olan icra dairesinin defterine kayıt düşüldüğü,ve bu kayda rağmen borcunu ifa etmediğin için cezalandırılıyorsun.Geçmiş olsun dileklerin için teşekkür ederim,vardır bir hayır..