Teleportasyon Konusunu Hakkında
-
anlamadığım madem kurtardı niye o kadar geriye goruruyor? yada kaza yerinden o geriye ısınlanabiliyorsa adamı kurtarmaya niye ısınlanarak gitmiyorda yürüyerek gidiyor.
-
Işınlanma olayının yapılabilmesi için maddenin atom, molekül dizilimlerinin tek tek doğru bir şekilde tespit edilip bilgi halinde karşı tarafa aktarılması, o bilgiye göre de tekrar o maddenin bir araya getirilmesi gerek. Böyle bir şeyi yapabilecek aşamaya geldiyseniz bu istediğiniz maddeyi kopyalayabileceğiniz manasına gelir. Aynı zamanda senkronizasyonun sağlanması da önemli. O an hangi konumda, hangi hızda, enerjide iseler o şekilde tekrar orada bulunmaları gerekir. Bununla beraber parçacıkların hangi yöne doğru gittiği bilgisi de lazım vs. vs. Tüm bunları da aynı anda yapmanız lazım. Diğer yandan atomik boyutta en ufak bir gecikme her şeyi altüst edebilir.
Her şey bir yana belirsizlik ilkesi parçacığın konumunun ve momentumunun aynı anda ölçülemeyeceğini söyler. Sırf konumu ölçmek de yetmiyor anlayacağınız üzere.
Diğer yandan tüm bu parçacıkların yeniden aynı şekilde bir araya getirilmesi, aynı enerjinin kazandırılması tam o bilgiyi topladığınız anın yeniden oluşturulması çok zor olan bilgi toplama işleminden de milyon kat daha zor.
Işınlanma olayı ütopik bir şey ve bir fantezi ürünü olarak belgesellerde ilgi çekmesi amacıyla ufo saçmalıklarıyla beraber incelendiği de oluyor veya bulvar gazetelerinde bu tür konular ortaya çıkıyor. Misal "su ışınlandı" vs. gibi şeyler.
Doğadaki en temel ve basit şeyler üzerinde başarıya ulaşılabilir. Fakat bunu kimse ışınlanma diye yapmaz. O eldeki maddeyi istenilen maddeye dönüştürme çabasından başka bir şey değildir. Oturup bir maddenin tüm bilgilerini alıp diğer tarafta kopyalama üzerine uğraşmazlar.
İnsan gibi kompleks bir canlının sadece beyni bile 200 milyar nöron içeriyorken bunların o anki elektriksel boşalması, kimyasal durumları, şusu busu aynı zamanda beraber çalıştığı glia hücrelerinin kimyasal uyarıları, hücredışı dolaşan parçacıklar, potasyum, sodyum dağılımı, vücuttaki hormonlar vs. vs. vs. şunlar bunlar onların tam o anki resminin çekilip başka bir tarafa aktarılması gibi bir şey hiç de mümkün değil.
İnsan bir yana basit bir denizanasını bile toplayabilecek kapasiteye gelmişseniz evrenin efendisi olmuşsunuz demektir.
Buradan bağlarsam bu videonun saçma olduğu kesin de piyasada dolaşan philadelphia deneyi gibi zırvalar 51. bölge gibi söylentilerden öte değildir.
Geminin ve içerisindeki insanların enerjiye dönüşüp tekrar o şekilde kendiliğinden bir araya gelmeleri mümkün değil.
-
Dinen Bir Açıklaması Olabilirmi Hocalar İnsanlardan Dier Varlıkları Araştırın Hiç olmadı en yakın cami hocasına Sorun anlatır
Öldürmeyen Allah Öldürmez :)
Fiziken : Çok Yüksek Teklonoji İster abi Buda Anında Olacak Bişi Değil -
Reskam bunu yazdı
Dinen Bir Açıklaması Olabilirmi Hocalar İnsanlardan Dier Varlıkları Araştırın Hiç olmadı en yakın cami hocasına Sorun anlatır
Öldürmeyen Allah Öldürmez :)
Fiziken : Çok Yüksek Teklonoji İster abi Buda Anında Olacak Bişi DeğilKur'an'da evren üçe bölünür. Arş, Nar ve de Nur.
Arş gündelik evrendir. Nar enerji dönüşümü yaşandıktan sonra ki gündelik evrendir. Nur'da evren dışı Cennet ve Cehennem gibi olguların olduğu yerdir. Nar sanırım ışık hızı ve sonrası oluyor. Asıl Kur'an kağıda yazılan değildir, her canlının içerisinde ki yapıtaşlarına kodlanmıştır. İçinizde ki Kur'an'ı okumanız gerekir.
Bu benim akıl hocamın, ki kendisi saygın bir üniversitenin tarih profesörlerindendi, bana anlattıklarındandır.
* Yukarıda yazdıklarım yoruma açık değildir. İnançlarıma saygı göstererek lütfen kötü yorum yapmayınız, rica ediyorum. Her hoca sureleri farklı meallerle yorumlayabilir. Bu kendisinin yorumudur.
-
Teleportasyon yoktur, After Effects vardır :)
Bende farklı birşey sorup konuya renk getirmek istiyorum: Bu EMP dedikleri şey gerçekten var mı? Hani filmlerde tüm elektronik aletleri bozan sistem.
NoktaliVirgul tarafından 23/Eyl/12 00:53 tarihinde düzenlenmiştir -
NoktaliVirgul bunu yazdı
Teleportasyon yoktur, After Effects vardır :)
Bende farklı birşey sorup konuya renk getirmek istiyorum: Bu EMP dedikleri şey gerçekten var mı? Hani filmlerde tüm elektronik aletleri bozan sistem.
(EMP:Electromagnetic Pulse = Elektromanyetik Bomba)
İlk olarak nükleer patlama deneylerinde keşfedildi. Nükleer bombaların patlaması sonrasında açığa yalnızca ışık-ısı-patlama enerjisi değil, çok şiddetli bir elektromanyetik enerji saçılımı da gerçekleşiyor. Bunun sonucu olarak bombanın patladığı anda çalışıyor olan bütün elektrikli aletler kullanılamaz ve tamir edilemez derecede hasar alıyor.
Nükleer silahlarda keşfinden sonra yalnızca elektromanyetik enerji yayan silahlar geliştirildi. Daha detaylı bilgi:
-
ISINLANMA olarak adlandirilan maddeyi molekuler olarak tasima - tekrar olusturma suanda yapilabilir bir sey degil.
Fakat isinlanmanin tek yolu bu degil.
Hayrani oldugum bir kisidir ki kendisi kullandigimiz elektrigin mucidi Tesla; Bu konuda kendi deneyleri ile Mekan egrisinin kirilimini denemis ve kendi gunlugune gore basarmistir.
Benim kendi gorusum;
Her maddenin kutlesinin karsiligi olan bir enerji var. (e=m.c^2 veya baska bir yazimla 1/m = c2/e)
Maddelerin bir birini cekmeside kutle ve enerji oranidir. (
)
bunlarin isiginda ben maddeye baglanma gucunden fazla enerji yuklersek bir itim gucu olusturup maddeyi kendini fark tutabilecek bir noktaya kaydirabilecegini dusunuyorum.
-
rakkoc bunu yazdı
ISINLANMA olarak adlandirilan maddeyi molekuler olarak tasima - tekrar olusturma suanda yapilabilir bir sey degil.
Fakat isinlanmanin tek yolu bu degil.
Hayrani oldugum bir kisidir ki kendisi kullandigimiz elektrigin mucidi Tesla; Bu konuda kendi deneyleri ile Mekan egrisinin kirilimini denemis ve kendi gunlugune gore basarmistir.
Benim kendi gorusum;
Her maddenin kutlesinin karsiligi olan bir enerji var. (e=m.c^2 veya baska bir yazimla 1/m = c2/e)
Maddelerin bir birini cekmeside kutle ve enerji oranidir. (
)
bunlarin isiginda ben maddeye baglanma gucunden fazla enerji yuklersek bir itim gucu olusturup maddeyi kendini fark tutabilecek bir noktaya kaydirabilecegini dusunuyorum.
Tesla hakkında ortada bir sürü yalan dolan internet efsanesi dolaşıyor. Böyle bir şey yok. Elektromanyetik kuvvet ve kütle çekim kuvveti zaten ayrı konular ve elektromanyetik kuvvet ile uzay-zamanın bükülmesi söz konusu olup böyle bir çalışma yapılabiliyor olsaydı bugün bunun etkilerini gözlemlerdik. Bununla beraber Tesla'nın sınırlı ve dar bir alanda bunun etkilerini gözlemlemesi o zamanın teknolojisiyle mümkün değil. Ek olarak Einstein'ın teorileri o yıllarda henüz doğru düzgün anlaşılamamıştı bile. Tesla daha çok "mühendislik" çalışmaları yapan biri olarak işin teorik kısmıyla derinlemesine uğraşmıyordu.
Newton'un evrensel kütleçekim kanunu iki kütle arasındaki çekim kuvvetinin aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olduğunu söyler. Bunu aynı zamanda Einstein'ın teorileriyle uygulamaya kalkmak kütleçekiminin ışık hızından daha hızlı olduğu, nerede olursanız olun kütleçekiminin anında üzerinize etkiyeceği manasına gelir. Modern fizikte böyle bir anlayışa yer yok. Fakat formül üzerinden kütleçekimi üzerine kısıtlı bir alanı ve uzay-zamanın çok da fazla etkilenmediği durumları ele alırsak bir şeyler düşünebiliriz.Ancak şu değildir ki, biz parçacıklara enerji yükleyelim ve aralarındaki kütleçekimi kuvvetini dengede tutarak başka bir yere taşıyalım. Parçacıklar elektromanyetik alan mantığına göre hızlandırılır.
İlk olarak parçacık fiziği boyutunda baktığımızda elektromanyetik kuvvet, kütleçekimi kuvvetinden çok daha güçlü ve etkilidir. Elektromanyetik kuvvet rahatlıkla kütleçekimi kuvvetini yener. Kütleçekimi devasa kütlelerde hatrı sayılır etki gösterir. Burada devasa gezegenlerden, yıldızlardan değil parçacıklardan bahsediyoruz.
İkincisi yükleceğin enerji atomun dağılmasına sebep olabilir; elektronları koparabilir, çekirdekte bozunmalara sebep olabilir vs. Senin bahsettiğin türden bir enerjiyi yüklersek maddeyi darmadağın etmiş oluruz.
Her şeyi bir kenara bırakıp bir itim gücü hayal edersek bile bu ışınlanma değil bir şeyi bir yerden diğer bir yere taşımak olur.
Işınlanma formunda düşünür ve maddenin enerjiye dönüştüğünü düşünürsek, bu fotonların tekrar bir arada aynı şekilde maddeye dönüşmesi mümkün değil.
Maddenin ışık hızına yaklaştırılması da karın ağrıtan bir konudur. Zira ışık hızına yaklaştıkça göreli kütle inanılmaz düzeyde yükselişe geçer ve bu hızı sağlayacak enerjinin insanlık tarafından bulunması bir yana o formda molekül ve atomların tutulması da mümkün değildir.
Foton haline dönüştürmek için madde antimaddesiyle bir araya getirilir bu da ortaya zıt yönlü hareket eden iki fotonun çıkmasına sebep olur. Kısacası eskisi gibi olmaz. Dağılır giderler.
Uzun lafın kısası internette sürüyle hurafe dolaşıyor ve bunun da başrol kahramanı Tesla olmuş durumda. Bu türde bir ışınlanma yok.
anonim6918524 tarafından 23/Eyl/12 13:49 tarihinde düzenlenmiştir -
FireX bunu yazdırakkoc bunu yazdı
ISINLANMA olarak adlandirilan maddeyi molekuler olarak tasima - tekrar olusturma suanda yapilabilir bir sey degil.
Fakat isinlanmanin tek yolu bu degil.
Hayrani oldugum bir kisidir ki kendisi kullandigimiz elektrigin mucidi Tesla; Bu konuda kendi deneyleri ile Mekan egrisinin kirilimini denemis ve kendi gunlugune gore basarmistir.
Benim kendi gorusum;
Her maddenin kutlesinin karsiligi olan bir enerji var. (e=m.c^2 veya baska bir yazimla 1/m = c2/e)
Maddelerin bir birini cekmeside kutle ve enerji oranidir. (
)
bunlarin isiginda ben maddeye baglanma gucunden fazla enerji yuklersek bir itim gucu olusturup maddeyi kendini fark tutabilecek bir noktaya kaydirabilecegini dusunuyorum.
Tesla hakkında ortada bir sürü yalan dolan internet efsanesi dolaşıyor. Böyle bir şey yok. Elektromanyetik kuvvet ve kütle çekim kuvveti zaten ayrı konular ve elektromanyetik kuvvet ile uzay-zamanın bükülmesi söz konusu olup böyle bir çalışma yapılabiliyor olsaydı bugün bunun etkilerini gözlemlerdik. Bununla beraber Tesla'nın sınırlı ve dar bir alanda bunun etkilerini gözlemlemesi o zamanın teknolojisiyle mümkün değil. Ek olarak Einstein'ın teorileri o yıllarda henüz doğru düzgün anlaşılamamıştı bile. Tesla daha çok "mühendislik" çalışmaları yapan biri olarak işin teorik kısmıyla derinlemesine uğraşmıyordu.
Newton'un evrensel kütleçekim kanunu iki kütle arasındaki çekim kuvvetinin aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olduğunu söyler. Bunu aynı zamanda Einstein'ın teorileriyle uygulamaya kalkmak kütleçekiminin ışık hızından daha hızlı olduğu, nerede olursanız olun kütleçekiminin anında üzerinize etkiyeceği manasına gelir. Modern fizikte böyle bir anlayışa yer yok. Fakat formül üzerinden kütleçekimi üzerine kısıtlı bir alanı ve uzay-zamanın çok da fazla etkilenmediği durumları ele alırsak bir şeyler düşünebiliriz.Ancak şu değildir ki, biz parçacıklara enerji yükleyelim ve aralarındaki kütleçekimi kuvvetini dengede tutarak başka bir yere taşıyalım. Parçacıklar elektromanyetik alan mantığına göre hızlandırılır.
İlk olarak parçacık fiziği boyutunda baktığımızda elektromanyetik kuvvet, kütleçekimi kuvvetinden çok daha güçlü ve etkilidir. Elektromanyetik kuvvet rahatlıkla kütleçekimi kuvvetini yener. Kütleçekimi devasa kütlelerde hatrı sayılır etki gösterir. Burada devasa gezegenlerden, yıldızlardan değil parçacıklardan bahsediyoruz.
İkincisi yükleceğin enerji atomun dağılmasına sebep olabilir; elektronları koparabilir, çekirdekte bozunmalara sebep olabilir vs. Senin bahsettiğin türden bir enerjiyi yüklersek maddeyi darmadağın etmiş oluruz.
Her şeyi bir kenara bırakıp bir itim gücü hayal edersek bile bu ışınlanma değil bir şeyi bir yerden diğer bir yere taşımak olur.
Işınlanma formunda düşünür ve maddenin enerjiye dönüştüğünü düşünürsek, bu fotonların tekrar bir arada aynı şekilde maddeye dönüşmesi mümkün değil.
Maddenin ışık hızına yaklaştırılması da karın ağrıtan bir konudur. Zira ışık hızına yaklaştıkça göreli kütle inanılmaz düzeyde yükselişe geçer ve bu hızı sağlayacak enerjinin insanlık tarafından bulunması bir yana o formda molekül ve atomların tutulması da mümkün değildir.
Foton haline dönüştürmek için madde antimaddesiyle bir araya getirilir bu da ortaya zıt yönlü hareket eden iki fotonun çıkmasına sebep olur. Kısacası eskisi gibi olmaz. Dağılır giderler.
Uzun lafın kısası internette sürüyle hurafe dolaşıyor ve bunun da başrol kahramanı Tesla olmuş durumda. Bu türde bir ışınlanma yok.
olabilir hocam dedigim gibi ben okuduklarima gore mantik yuruterek gidiyordum. isin uzmani degilim. Peki bu solucan deligi dedikleri olay ile mumkun olmiyacakmidir bu durum ?
-
Işınlanma olacak diye hadis vardı len, butun bilimsel tartısmaları direkt yok ettım :)