




Evrim Yasalarının Yazılım Alanında İşleyebilme Mantığı Ve Zeka - Entropi İlişkisi
-
https://www.youtube.com/watch?v=_dyBSBtmK6M
Öncelikle videonun tamamını izlemenizi tavsiye ederim başlıkla pek alakası olmasa da fikir fikirdir, hatta burada bahsedilen çalışmalar fikirden bilgi düzeyine hafif bir geçim aşamasında anladığım kadarıyla.
Neyse, eleman 6:45 de diyor ki kendisine pin-pon oynaması söylenmediği halde topu içeride tutan bir yazılım varmış. Araştırdığım kadarıyla bulamadım ama sallamadığına eminim çünkü bu insanların kendini bilime,bilim anlatıcılığına adadıklarını görüyorum tüm videolarında.
https://www.youtube.com/watch?v=ZewTs70B2bs
Yine bu videoda Evrim Mühendisi ve Evrimsel Robotik Uzmanı ve Evrim Ağacının Kurucusu Çağrı Merk Bakırcı diyor ki, programladığım robotlar ne yapması gerektiğini bilmediği halde seçtiğim noktalarda bir yere kadar "kendiliğinden" başarı sağlayacaktır.
Anlamadığım yer ise şu; Nasıl? Yani ne yapmam gerektiğini bilmediğim halde yaşamaya devam ettiğim oldu ama sonuçta bu bir iç güdü, intihar edersem eşimi dostumu üzerim gibi "düşünce" de var işin içinde peki bir yazılım ne yapması gerektiğini bilmediği halde nasıl oluyor da bir şeyler yapabiliyor? Biz bunu bir canlılık, bir bilinç düzeyi gerekli gibi görüyoruz düşünürken ama aslında hiçde öyle değil mi? Bilinç deidğimiz şey entropinin bir yan etkisi mi gerçekten, yani bilinç gökten inmedi (bazılarına göre maalesef hâlen öyle olsa da). Yazılımı genlerimiz olarak düşünürsek, ve yazılımcı arkadaşlar da şu sözü geçen pinpon oyunun mantığını anlatabilirlerse bu konuyu daha iyi anlayabileceğimi düşünüyorum. Nikoteen tarafından 19/Şub/19 23:57 tarihinde düzenlenmiştir -
Guzel konu... Takipteyim.
-
ben de takipteyim
-
Ya keske insanlara birseyleri anlatirken ilgili konuyu da yeterince arastirsalar :)
Videodaki arkadasin bahsettigi konu %90 unsupervised learning. Yani makineye su dogru bu yanlis diye egitmek icin onceden etiketli data vermiyorsun, kendisi deneme yanilma ile bunu ogreniyor. Pong oyununda olmenin ve oyuna devam etmenin ne oldugunu biliyor ve amacin mumkun oldugunca uzun sure olmemek oldugunu bilip ona gore kendini egitiyor.
Bunun yaygin orneklerinden bir tanesi reinforcemnet learning Mario'da uygulanmis detayli halini suradan izleyebilirsin https://www.youtube.com/watch?v=qv6UVOQ0F44
Evrime inanan ama ayni zamanda bir yaraticinin da olduguna inanan bir insanim, bu konudaki tartismaya girmeye pek niyetim yok. Sadece yazilimcilara sordugun icin pinpon konusuna bi aciklik getirmek istedim :)
Bu arada evrim surecinin nasil isledigine yazilimsal bir ornek de istersen genetik algoritma nedir ona bir bak https://www.youtube.com/watch?v=rGWBo0JGf50
-
Genetik algoritma ve YSA için gelmiştim @NmC hocam açıklamış.
Evrim dediğin şeyi karşılayan algoritma genetik algoritma. Gerçi buna benzer bir çok algoritma var PSO vs. Ama temel olarak doğayı taklit ederek esinlenen algoritmalar. Öyle herkes oturup kafasına göre bir algoritma uydurmamış yani. Yapay zekanın bir çok algoritmsı doğayı taklit ile oluşuyor.. (Başka algoritmaları katmıyorum Öğrenme algoritmalarını söylüyorum. Yoksa istatistik temelli bir çok algritma da var.)
İnsanlara da mantığın cuk diye işlendiğini düşünmüyorum. Insanlar da deneme yanılma yoluyla bu seviyeye evrildiğini düşünüyorum bende.
Öyle olmasaydı Deney diye bir şey olmazdı. Herkesin aklına gelirdi.. GA , PSO , Arı kolonisi , karınca kolonisi bilmem ne hepsinin temeli deneme yanılma doğal sonuç üretme insanlar da bunu yapıyor bir şeyi öğrenirken. Deneye deneye :)
Şimdi şöyle, Algoritmalar yazılır robota entegre edilirse boş bir araziye koy içinde herhangi bir data olmasın. Robot oradaki deneme ve yanılma yoluyla bir kaç data elde ederek yaşam sürdürebilir. (Robotun belirli kurallar çerçevesinde boş bir vaziyette bırakılması gerekiyor. Örneğin hayatta kalmak, pilinin bitmemesi için savaş vermesi gibi.) Engeller ile karşılaştıkça bu engellere çözüm üretebilir. Böyle bir algoritma var mı bilmiyorum ama. Atıyorum yarın öbürgün tekrar o karşılaştığı engel ile karşılaşınca hafızadan o sorunun çözümünü sorgulayıp bulup tekrar o çözümü işleyebilir. Fakat bunun için hep bir sınır belirlemek gerekiyor. Yoksa boş bir kutuyu koy ne yapacak bu kutu . Aynı şey benim kanımca.
Edit : Yazılımın tek sıkıntısı algoritmanın karmaşıklığı ve her probleme uyacak bir algoritma bulamaması, problemden probleme farklı türde algoritmalar geliştirilebiliyor. GA yı her yere yapıştır çalıştır olmuyor malesef. Gerçek dünya problemleri o kadar karmaşık ki kelebek etkisinin çözümü neredeyse yok.
Ben bunun ile ilgili bir örneği baz almıştım ;
https://muhammedalmaz.com/index.php/2019/01/16/genetik-algoritma-ornek/
Burada baktığın zaman denkleme gelecek a değerinin 3.5-4 arasında bir değer olması gerektiğini gözlemleyebilirsin. Ama öyle bir sayı ki gerçekten tam olarak o denklemi sağlamıyor.
0 dan sonraki hassasiyeti 27 yaparak pythonda denedim gene sonucu bulamadım. Böyle bir problemle karşılaştığnda kesin sonucu bulamayabilir.
Mesela pi sayısının sonunu göremediğimiz için kendimizce kısıt getirdik. 3.1 , 3.14, 3.1415..... gibi gibi.
Bilimdeki hassasiyet derecesine göre pi sayısı baz alınıyor. Micro düzeyde bir araştırma yapıyorsan 3.1415926535 bile yetmiyor iken makro düzeydeki araştırmalarda 3.14 bile işini görebiliyor. Aradaki hata payını tolere edebiliyorsun. Tabi buda biraz sayısal analize giriyor. Neyse konu gittikçe gidiyor :D Baya derin konu.
Benim kanımca şuan imkansız olabilecek bir şey. Fakat ileride ne olur bilemem. Öyle bir araştırmadan öyle bir algoritma çıkarki yaşamı programlarsınız.
Fakat şuanki bilim ve teknoloji ile bunu yapabileceğimizi sanmıyorum. Yapay beyinler ile bilgi depolanabilinir ise belki olur bu işler yoksa şimdiki hafıza birimleri ile HAYAT gibi büyük bir datayı saklayabileceklerini düşünmüyorum.
Konuyu takipteyim
-
Videolari izleyemedim konuyla ilgili bir yorum yapamayacagim ama dogadan esinlenen algoritma her yerde var demek icin geldim, mesela antiviruslerin calisma sekli bagisiklik sistemine cok benzer, signature detection olsun heuristics olsun. Bir de çmb candir.
-
Şimdilik bende takipteyim, sonra konuya yazabilirim.
-
Ben bir şey yazmayacağım. O kadar bilgim yok. Öyle bütün gün video izleyecek vaktim de yok. Birisi düzgün bir şey açıklarsa okurum.
-
Köken mevzusunu bilmemek ile birlikte "çekim veyahut eğilim" , "itim veya kaçınım" kavramının temel kod olduğuna inanıyorum. Nasıl dersek , Big bang kuramına göre uzay boşluğunda parçalar çekim kuvveti etkisiyle bir araya gelmeye başladı.
Gezegenler oluştu vs. Ardından etkileşimler , birleşimleri oluşturdu. Her halükarda eğilimler devam etti. Temelde canlılıktan ziyade -değişmek , etkileşmek- var. "çekim" olduğu kadar "itim veya kaçınım"da söz konusu. Canlılığının bilincinde olmasa bile buna bir "eğilim" olarak korumaya çalışan ilk varlık nedir bilmiyorum.
İşe element düzeyinde yaklaşıyorum. Öyleyse bunları birbirine itip çeken şey iç yapılarının yarattığı elektrik - manyetik durum. Yani kısaca şunu söylüyorum "temel elementler" -artık hangileriyse- elektrik/manyetik yapılarından ötürü bir çeşit -kod- gibi çalışarak belirli eğilim ve kaçınımlar sergiler. -
Videoları izlemedim ama evrim nasıl oluyor da daha iyiye veriliyor kısmı şu şekilde:
Geçen bir televizyon programında bir adam arıların bal peteklerin altıgen olması olabilecek en verimli şekilmiş nasıl da şaşırtıcı değil mi? Gibisinden bir şeyler söyledi. Esasen değil. Çünkü arıların çeşitli türlerinin çeşitli şekillerde petek yaptığını düşünelim. Petek yapmanın yaşamı sürdürmek için önemli olduğu bir evrende arıların en verimli şekilde petekler oluşturması kaçınılmazdır. Çünkü verimsiz şekilde petek yapan arılar hayatlarını sürdüremeyip genlerini aktaramayacaklardır. Verimli olanlar ise hayatlarını sürdürüp genlerini aktaracaktır. Yine koşullara göre bu iyilik durumu ortama ne şekilde en uygun olacaksa yıllar içinde kaçınılmaz olarak en uygun şekil var olacak diğerleri yok olacaktır. Aynı mantığı her şeye uygulayabilirsiniz.
-
x kofcu bunu yazdı
Videoları izlemedim ama evrim nasıl oluyor da daha iyiye veriliyor kısmı şu şekilde:
Geçen bir televizyon programında bir adam arıların bal peteklerin altıgen olması olabilecek en verimli şekilmiş nasıl da şaşırtıcı değil mi? Gibisinden bir şeyler söyledi. Esasen değil. Çünkü arıların çeşitli türlerinin çeşitli şekillerde petek yaptığını düşünelim. Petek yapmanın yaşamı sürdürmek için önemli olduğu bir evrende arıların en verimli şekilde petekler oluşturması kaçınılmazdır. Çünkü verimsiz şekilde petek yapan arılar hayatlarını sürdüremeyip genlerini aktaramayacaklardır. Verimli olanlar ise hayatlarını sürdürüp genlerini aktaracaktır. Yine koşullara göre bu iyilik durumu ortama ne şekilde en uygun olacaksa yıllar içinde kaçınılmaz olarak en uygun şekil var olacak diğerleri yok olacaktır. Aynı mantığı her şeye uygulayabilirsiniz.
Peki aynı mantıkla en uygun halinin hiç var olmama ihtimalini de göz önünde bulunduramaz mıyız?
Neden ve nasıl altıgen şeklinde peteklere sıra geldi.
Neden en uygun koşul çıktı da nesilleri tükenmedi.